Program içeriğine göre Mekke, Medine ve çevresindeki başlıca durakları aşağıda bulabilirsiniz.
Yeryüzünde ilk ibadet yeri olan Kâbe-i Muazzama’nın etrafında sonradan yapılan caminin adıdır. Çeşitli tarihlerde yenilemek ve genişletmek amacıyla birçok defa yıktırılıp yeniden yaptırılmıştır. Osmanlılar tarafından yaptırılan üç sıra halindeki kubbelerin sayısı beş yüz olup, bunların altında dört yüz altmış iki sütun vardır. Bunlar yıktırılmayıp bütün tazeliği ve canlılığını muhafaza ederek ayakta durmaktadır. Suud yetkililerinin 1973 senesinde tamamlatmış oldukları genişletme çalışmalarıyla Mescid-i Haram bugünkü hâline getirilmiştir. Peygamberimiz (s.a.v.) “Mescid-i Aksâ’da kılınan bir namaz bin namaza, Mescid-i Nebî’de kılınan bir namaz on bin namaza, Kâbe’de kılınan bir namaz ise yüz bin namaza bedeldir” buyurarak Mescid-i Haram’ı meth etmişlerdir.
Mekke şehrinde bulunan ve “Beytullah – Allah’ın evi” diye adlandırılan kutsal binadır. Yeryüzünde kurulan ilk ve en önemli evdir. O’na Allah’ın evi denilmesi, şeref ve kıymetini açıklamak içindir; yoksa yüce Allah’ın herhangi bir eve veya mekâna ihtiyacı yoktur. Mescid-i Haram’ın ortasında bulunan Kâbe, dört köşe, küp şeklinde, yaklaşık 12 m boyunda, 11 m genişliğinde ve 13 m yüksekliğinde siyah taşlardan yapılmış bir binadır. Beytullah, dünyada en kıymetli yer, Müslümanların kıblesidir.
İlk insan ve ilk peygamber olan Âdem (a.s.), bazı rivayetlere göre meleklerin de yardımıyla Mekke’de, Beyt-i Ma‘mûr’un altında Kâbe’nin temelini kazdı. Sonra Allah Teâlâ bu temeller üzerine cennet yakutlarından bir Beyt indirdi. Aslı beyaz yakut olan Hacerü’l-Esved de bu Beyt’le beraber indirildi. Beytullah, Âdem (a.s.)’ın vefatıyla veya tufandan sonra tekrar göklere kaldırıldı; ondan bir nişane olarak Hacerü’l-Esved yeryüzünde kaldı. Allah Teâlâ Hacerü’l-Esved’i tufandan önce Ebû Kubeys Dağı’nda sakladı.
İbrahim (a.s.) zamanına kadar Kâbe’nin yeri belirsiz kaldı; fakat insanlar yine o bölgede dua ederler, arzularına kavuşurlardı. Allah’ın emriyle İbrahim (a.s.) ve oğlu İsmail (a.s.) Kâbe-i Muazzama’yı eski temelleri üzerine bina ettiler. Rivayete göre Hacerü’l-Esved Ebû Kubeys Dağı’ndan getirilerek yerine yerleştirildi. Kâbe’nin ilk yapılışı ve sonraki tamirleri için muteber kaynaklara başvurulmalıdır. Kâbe’ye bakmak sevaptır; ilk görüldüğünde yapılan dualar kabul olunur. Müslümanların günde beş vakit buraya yönelerek namaz kılmaları farzdır. Peygamberimiz (s.a.v.) “Bu Beyt, İslâm’ın direğidir...” meâlindeki hadisleriyle Kâbe’nin faziletine işaret etmişlerdir.
Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), Mekke’nin doğusunda Şu‘ûbu Benî Hâşim ile Zukâku’l-Mevlid caddesi (Leyl Çarşısı’ndaki Dârü’t-Tabâbia) arasındaki evde doğdu. Hacca gidenler bu evi de ziyaret etmektedir. İçerisinde Efendimizin validesi Hz. Âmine Hatun’un elleriyle salladığı ağaç beşik olduğu gibi durmaktadır.
Mekke’deki kabristanın ismidir. Peygamber Efendimizin ilk hanımı Hz. Hatice validemiz ve bazı sahabe-i kiram bu kabristanda medfundur. Osmanlılardan sonra türbeler ve kabir taşları yıkılarak yerle bir edilmiştir. Ziyaret edilip Fâtihalar okunması müstehaptır. Rivayete göre Peygamberimiz (s.a.v.) birkaç defa olmak üzere cinlerle burada görüşüp namaz kıldırmışlardır.
Mekke-i Mükerreme ile Mina arasında bulunan bir dağdır. İlk vahyin geldiği yerdir ve Mekke’ye yaklaşık 9 km mesafededir. Etrafı dik dağlarla çevrilidir; çıkmak ve inmek güçtür. İlk vahyin geldiği mağara hâlen mevcuttur.
Kâbe’nin güney cihetinde bulunan ve Peygamber Efendimiz ile Hz. Ebû Bekir’in hicret esnasında gizlendikleri mağaranın yer aldığı dağdır. Mekke’ye 5 km uzaklıktadır. Mağara girişi dardır; Efendimiz ve Hz. Ebû Bekir burada üç gün ikamet etmişlerdir.
Mekke-i Mükerreme’nin doğusunda 25 km uzaklıkta bulunan ovanın adıdır. Zilhicce’nin 9. günü (Arefe) haccın farzlarından olan vakfe burada ve 70 m yüksekliğindeki “Cebel-i Rahme” civarında yapılır. Rivayete göre Hz. Âdem ile Hz. Havva cennetten sonraki ayrılığın akabinde burada buluşmuş ve duaları kabul olunmuştur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Veda Hutbesini Cebel-i Rahme’de irad etmiştir.
Arafat ile Mina arasında, Arafat’tan yaklaşık 7 km uzaklıktadır. Arefe günü güneş battıktan sonra Arafat’tan buraya gelinir, akşam ve yatsı namazları cem edilerek kılınır. Gece burada geçirilir ve sabah Mina’ya geçilir. Müzdelife’de bir müddet durmak (vakfe) vaciptir. Mina’da şeytana atılacak taşçıklar çoğunlukla buradan toplanır.
Mekke’nin doğusundaki dağların eteğinde, Arafat yolunda bulunan bölgedir. Hac ibadetinde kurban kesme ve cemrelere taş atma (remy) burada yapılır. Harem sınırları içindedir ve Müzdelife ile Mekke arasındadır. Mekke’ye yaklaşık 7 km uzaklıktadır.
Taif, Suudi Arabistan’ın Mekke bölgesinde yer alan, ılıman iklimi ve tarihi yapısıyla bilinen bir şehirdir. Yaz aylarında Mekke’ye göre daha serindir ve İslâm tarihindeki önemli hadiselerle anılır.
Vâkıdî’nin el-Meğâzî adlı eserinde, Taif’te Hz. Peygamber’e (s.a.v.) üzüm ikram eden köle Addas hakkında iki farklı rivayet zikredilir. Birine göre Addas, efendileri Utbe ve Şeybe ile birlikte Bedir’e katılmış ve orada ölmüştür; diğer rivayete göre ise yolda onları vazgeçirmeye çalışmış, kendisi savaşa katılmamıştır. Vâkıdî ikinci rivayetin daha güçlü olduğunu belirtir.
Mikat, hac veya umre yapmak isteyen Müslümanların ihrama girmek zorunda oldukları sınırlı bölgelerdir. Bu yerler, niyet ve ihramla birlikte yolculuğun manevî başlangıç noktalarıdır.